28 Nisan 2012 Cumartesi

İŞTE GERÇEK...

Bu güzel, güneşli cumartesine sabahına böyle gülerek başlayalım. Hee bir de ola ki bugün iki yaka arası gezmek isteyenler olursa da bu gerçeği esprili bir yolla da olsa tekrar hatırlasınlar dedim :))




Herkese güzel bir haftasonu diliyorum! :))

Yazan: 34A

27 Nisan 2012 Cuma

O METROBÜS ARANIYOR!

34A anlatmış benden de göstermesi. İşte metrobüs gerçeği!!!








Çizen: 34Z (bir de yukarıdaki metrobüse dikkat çekmek istiyorum. Biz o garfieldları oraya laf olsun diye tıkıştırmadık:))

25 Nisan 2012 Çarşamba

ÇAĞDAŞ (!) BİR ŞEHİR ARACI: METROBÜS??!!!

34Z ve ben, bu sabah gelen bir maille sarsıldık. Bir iş arkadaşımız, bize metrobüs reklamını iletmiş ve durumun vehametini gözlerimizin önüne sermişti. "Çağdaş" kavramı günümüzde anlamını yitirmiş ve "insanlık dışı" kavramı ile içiçe geçmişti. Gerçekten neye uğradığımızı şaşırdık.

Bir zamanlar İETT'nin çok ama çok sevdiğim(!) bir sloganı vardı. -Bu arada bu yazının içinde bol bol bu parantez içi ünlemi göreceksiniz-

"Biz insan taşıyoruz."

Bir güne bir gün İETT'nin hiçbir aracında İNSAN gibi gitmedik. Salamura gibi, konserve gibi, balık istifi gibi, üst üste, alt alta, yani insan gibi hariç her şey gibi gittik. Günü geldi tacize uğradık, günü geldi yaşlı teyzeler tarafından çıldırtıldık. Öyle zamanlar oldu ve hala oluyor ki önümüzden geçip giden metrobüslere binemeyip belki 4., belki 5. metrobüse ancak binebildik. Evet sayın metrobüs kullanıcıları; yaşadığımız tüm bu zorluklara rağmen mecburen mecburen mecburiyetten metrobüse binmeye devam ettik.

Bütün bunlar bir yana; bir de bu balık istifi durumumuza zam üstüne zam geldi. Protestolar fayda etmedi. Otobüsten inip metrobüse bindiğimizde aktarma olamadık, verdik parayı verdik parayı.

Bitti mi? Durun daha bitmedi!

Şimdi sabah sabah bizleri bu kadar sarsmış olan şeyi görelim. Mevzu bahis şey bir reklam filmidir sayın okuyucu.

Oynat Uğur'cum.





Şimdi saniye saniye inceleyelim:

00:12; Görüyor musunuz? Nasıl muntazam bir sıra ile, kibar kibar biniyorlar metrobüse? Hangi durakta gördünüz siz bunu arkadaşım? Biribirini iterek giren yurdum insanı nerde? Hangi metrobüs bu kadar boş?

00:24; burada metrobüsün yan yollarındaki akıcı trafiğe dikkat çekmek isterim. Çok eğlenceli değil mi? :))

00:42; Seslendirmeye dikkat. "Hızlı ve konforlu" bir ulaşım... Hızı doğrudur. Yiğidi öldür hakkını yeme. Nihayetinde kendisine ayrılmış özel bir yoldan giden bir araçtır metrobüs. Ancak diğer iett araçlar için de aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Hep merak etmişimdir; acaba arabaları raylı sistemin üzerinden gittiği için tramvayı trafiğe takılan başka bir yer var mıdır? Bilgisi olan bilgilendirsin lütfen.

00:46; Burada konusu geçmekte olan "saygı" gerçekten var olsa; dalga geçer gibi bu reklam zaten yapılmazdı. Hadi diyelim sen saygılısın; bakalım birbirini iten, bağıran çağıran yolcular da saygılı mı??

Ama ben daha ne diyeyim sayın okuyucu...

Yazan: 34A

16 Nisan 2012 Pazartesi

Nefret Ettiklerim - 2

Merhabalarrrrrrrrrrrrrrrrrr!

Bir "nefret ettiklerim" bölümüyle daha birlikteyiz. Sanmayın ki ben böyle nefret dolu bir insanım. Hayırrrrrrrrr tam tersine sevgi doluyum ama hayat şartları bizleri böyle sinirli, böyle olumsuz olmaya zorluyor dostlar.

Neyse, fazla uzatmıyor ve nefret ettiklerime geçiyorum :)

*Her türlü hastalık! (Kendime olanlar özellikle. Örneğin; gastrit-ah o mide ağrıları :( - grip, orta kulak iltihabı ki 2 haftadır gezmedim, işten eve- evden işe. Hatta bazen evden işe gidemedim bile. Sonraaa ne bileyimmmm grip olsun, grip olsun, yine grip olsun. Allah o gribin de o virüsün de bin belasını versin falan filan!!

*Ücreti ödenmeyen fazla mesailer!!! Bildiğin kölelik, bildiğin hak yeme, emeği gasp etme arkadaş!

*Israrla işyerime yollanan çiçekler.

*Israrla rahat bırakılmamak!

*İş odaklı, yok yok hayatında işten başka hiiiiiiiiiiiiiiiiç birşey olmadığı için insanları makine gibi gören yöneticiler.

*Kırmızı et!

*Sebze!!

(Neyle besleniyorum ben acaba? Beslenme sırlarım: Çok yakında bu blogda?! )

*Maçların hafta içi olması! İş çıkış saatimize geliyor trafikte telef oluyoruz arkadaş yapmayın yaa! Ayrıca yazık değil mi taraftarlara, maça gidecek insanlara. Ya yetişemezsek, ya izleyemezsek! Ayıp ayıp.

*Bitmek tükenmek bilmeyen toplantılar.

*İş hayatı!!! Okulumu özledimmmmmm, kantinimi özledim uleeennn!

*Dengesiz havalar! Bu noktada aşağıdaki karikatürü paylaşarak sizlere veda etmek isterim:






Metrobüs ile uzaktan yakından alakası olmayan bu yazımın ana fikri; aman diyim güneşe aldanmayın, ince giyinip üşütmeyin.

Sevgiler dostlar!


Yazan: 34A